Ziyareti Aşura
Ziyareti Aşura
Selam olsun sana ya Eba Abdullah. Selam olsun sana Resulullah’ın oğlu. Selam olsun sana Emir-el Müminin oğlu. Selam olsun sana vasilerin efendisinin oğlu. Selam olsun sana âlemlerin kadınlarının seyyidesi olan Fatıma’nın oğlu. Selam olsun sana ey Allah’ın kanı ve Allah’ın kanının oğlu. Selam olsun sana ey intikamını kendisi alacak olan yalnız şehid. Selam olsun sana ve senin huzurunda eriyen ruhlara. Ebedi olarak benden sizlere Allah’ın selamı olsun. Baki kaldığım ve gece gündüzler baki kaldığı sürece Allah’ın selamı sizlere olsun. Ya Eba Abdullah gerçekten musibet büyüdü. Sana yapılan büyük ve azim musibetler bizlere ve bütün İslam ehline ağır geldi. Göklere ve göklerin tüm ehline çok ağır geldi. Ehli Beyt’e zulüm ve eziyeti hassasiyetle tesis eden ümmete Allah lanet etsin. Allah’ın size verdiği makam ve dereceleri halkın gözünden düşüren ve sizi makamınızdan uzaklaştıran ümmete Allah lanet etsin. Sizi katleden ümmete Allah lanet etsin. Sizleri katletmek için güçlerini birleştirip çaba harcayanlara Allah lanet etsin. Onlardan ve onların taraftarlarından ve onlara tabi olup onları sevenlerden Allah’a ve size sığınırım. Ya Eba Abdullah kıyamet gününe dek sizinle barışık olanla barışık sizinle savaşanlarla savaşırım. Allah Ziyad’ın ve Mervan’ın ehline, soyuna lanet etsin. Allah Ümeyye oğullarının tümüne lanet etsin. Allah Mercane’nin oğluna lanet etsin. Allah Ömer’in oğlu Sad’a lanet etsin. Allah Şimr’e lanet etsin. Seni katletmek için atı gemleyip eğer takıp nigabını bağlayan ümmete Allah lanet etsin. Anam babam sana feda olsun gerçekten senden ötürü musibetim ağırlaşıp büyüdü. Sana yüce makamı veren Allah’tan Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in Ehli Beyt’indeki Mansur olan imamla senin intikamını almayı bana nasip etmesini istiyorum. Allah’ım dünya ve ahirette İmam Hüseyin Aleyhisselam‘ın şefaatiyle bizi şereflendir. Ya Eba Abdullah seni katledenlerden sana karşı savaşa kalkanlardan, bu savaşın temelini hazırlayıp yardım edenlerden, düzenini seninle savaşmak için kuranlardan, sana karşı zulme devam edenlerden, devamını sağlayanlardan, bunu icra edip fiile dönüştürenlerden ve aynı şeyleri şialarınıza da reva görenlerden uzaklaşıp lanetliyorum. Bu uzaklaşıp lanetlememle ve sana olan sevgimle Allah’a, resulüne ve sana yakınlaşıyorum. Onlardan uzaklaşıp Allah’a ve size sığınıyorum. Sizin düşmanlarınızdan ve sizinle savaşı sürdürenlerden ve onların taraftarlarından, tabiilerinden ve sevenlerinden uzaklaşıp lanetleyerek sizi ve sizi sevenleri severek Allah’a ve size yakınlaşıyorum. Gerçekten ben sizinle barışık olanla barışık, sizinle savaşanlarla savaşırım. Sizin sevdiklerinizi ben de seviyorum. Düşmanınıza düşmanım. Sizin ve velilerinizin marifetini bana nasip eden ve düşmanınızdan uzaklaşıp lanetlemeyi bana dünya ve ahirette rızık olarak lütfeden Allah beni dünya ve ahirette de lütfünüzden mahrum etmesin. Dünya ve ahirette sizin katınızda doğru adım atıp sabit kalanlardan etsin. Ve Allah katında övülmüş makamınızdan beni şereflendirmesini istiyorum. Allah’tan siz Ehli Beyt’ten olan hakkı buyuran, zahir olan hidayet imamıyla sizin intikamınızı almayı bana nasip etmesini istiyorum. Allah’tan sizin hakkınızın ve onun katındaki yüce şanınızın hürmetine sizi sevdiğimden ötürü başıma gelen musibetleri göklerde, yerlerde ve bütün islamda verilen musibetlerin en faziletlisi olarak kabul etmesini istiyorum. Allah’ım bulunduğum bu makamda beni senin mağfiret, rahmet ve selamının ulaştığı kimselerden etmeni talep ediyorum. Allah’ım Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in ve Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem`in Ehli Beyt’inin hayatıyla bizleri yaşat. Ve onların ölümüyle bizlere ölüm ver. Allah’ım Ümeyye oğulları ve nebinin durduğu her yer ve mekânda senin ve nebinin diliyle lanetle. Çokça lanetlenmişin ve ciğer yiyenin oğlu bu günü (aşura) mübarek sayıp bayram ilan ettiler. Allah’ım Ebu Süfyan’a, Muaviye’ye, Muaviye’nin oğlu Yezit’e lanet et. Allah’ım senin ilelebet lanetin onlara olsun. Bugün imam Hüseyin Aleyhisselam’ı şehit etmekle Ziyad ve Mervan’ın ehli ve evlatları sevinip bayram ettiler. Allah’ım lanetini onlara artırdıkça artır. Allah’ım bu günde ve durduğum şu yerde ve hayatımın günlerinde onlardan uzaklaşıp lanet ederek resulunu ve Ehli Beyt’ini severek sana yakınlaşıyorum.
Yüz kere şöyle de: Allah’ım Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in ve ailesinin hakkına zulmeden birinci zalime ve sonuna dek bu zulmü devam ettirene, benimseyip tabi olanlara lanet et. Allah’ım imam Hüseyin Aleyhisselam’a karşı güçlerini kullanıp savaşan topluluğa lanet et. Onların taraftarlarına, biat edenlerine ve tabi olanlarına ve şahadetine razı olanlara lanet et.
Yüz kere şöyle de: Ya Eba Abdullah selam sana ve senin huzurunda eriyen ruhlara. Allah’ın sonsuz selamı sana olsun baki kaldığım, gece ve gündüzler de baki kaldığı sürece. Allah ahdime vefa ettiğim bu ziyareti son ziyaret kılmasın. Selam olsun İmam Hüseyin Aleyhisselam’a ve oğlu imam Ali Aleyhisselam’a ve evlatlarına ve ashabına
Allah’ım lanetimi birinci zalime has kıl. Birincisinden başlayarak ikincisine, sonra üçüncüsüne, sonra dördüncüsüne, sonrada beşincileri olan Yezit’e lanet et. Allah’ım Ubeydullah oğlu Ziyad’a Mercane’nin oğluna, Ömer oğlu Sad’a, Şimr’e, Ebu Süfyan ailesine, Ziyad ve Mervan ailesine kıyamet gününe dek lanet et.
Sonra secdeye gidip şöyle de: Allah’ım bütün müsibetlere rağmen şükredip hamd edenlerin hamdleri sanadır. Bütün azim ve büyük müsibetlerimde de Allah’a hamd olsun. Allah’ım kıyamet günü İmam Hüseyin Alehisselam’ın şefaatıyla beni rızıklandır. Allah’ım beni kendi katında doğru adım atıp sabit kalanlardan kıl. Ve beni İmam Hüseyin Aleyhisselam için her şeylerini feda eden ashabıyla meşhur eyle.
Yüz kere şöyle de: Allah’ım Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in ve ailesinin hakkına zulmeden birinci zalime ve sonuna dek bu zulmü devam ettirene, benimseyip tabi olanlara lanet et. Allah’ım imam Hüseyin Aleyhisselam’a karşı güçlerini kullanıp savaşan topluluğa lanet et. Onların taraftarlarına, biat edenlerine ve tabi olanlarına ve şahadetine razı olanlara lanet et.
Yüz kere şöyle de: Ya Eba Abdullah selam sana ve senin huzurunda eriyen ruhlara. Allah’ın sonsuz selamı sana olsun baki kaldığım, gece ve gündüzler de baki kaldığı sürece. Allah ahdime vefa ettiğim bu ziyareti son ziyaret kılmasın. Selam olsun İmam Hüseyin Aleyhisselam’a ve oğlu imam Ali Aleyhisselam’a ve evlatlarına ve ashabına
Allah’ım lanetimi birinci zalime has kıl. Birincisinden başlayarak ikincisine, sonra üçüncüsüne, sonra dördüncüsüne, sonrada beşincileri olan Yezit’e lanet et. Allah’ım Ubeydullah oğlu Ziyad’a Mercane’nin oğluna, Ömer oğlu Sad’a, Şimr’e, Ebu Süfyan ailesine, Ziyad ve Mervan ailesine kıyamet gününe dek lanet et.
Sonra secdeye gidip şöyle de: Allah’ım bütün müsibetlere rağmen şükredip hamd edenlerin hamdleri sanadır. Bütün azim ve büyük müsibetlerimde de Allah’a hamd olsun. Allah’ım kıyamet günü İmam Hüseyin Alehisselam’ın şefaatıyla beni rızıklandır. Allah’ım beni kendi katında doğru adım atıp sabit kalanlardan kıl. Ve beni İmam Hüseyin Aleyhisselam için her şeylerini feda eden ashabıyla meşhur eyle.
Nahiyet-ul Mugaddese
Nahiyet-ul Mugaddese
Selam olsun Allah’ın mahlukları arasında halis ve saf olan Adem’e. Selam olsun Allah’ın velisi ve seçtiği Şeys’e. Selam olsun Allah’ın huccetiyle Allah için kaim olan İdris’e. Selam olsun çağrısına cevap verilen Nuh’a. Selam olsun Allah’ın yardımıyla desteklenmiş Hud’a. Selam olsun Allah’ın kerametiyle teveccüh ettiği Salih’e. Selam olsun Allah’ın dost ettiği İbrahim’e. Selam olsun kurban edilişi Allah’ın cennetinden getirilen büyük kurbanla değiştirilmiş İsmail’e. Selam olsun Allah’ın nubuvveti zürriyetine verdiği İshak’a. Selam olsun Allah’ın rahmetiyle gözlerine şifa bağışladığı Yakub’a. Selam olsun Allah’ın azametiyle kuyudan kurtardığı Yusuf’a. Selam olsun Allah’ın kudretiyle denizi onun için yardığı Musa’ya. Selam olsun Allah’ın nubuvvetini has kıldığı Harun’a. Selam olsun ümmetine karşı Allah’ın yardım ettiği Şueyb’e. Selam olsun Allah tarafından hatası affedilmiş Davud’a. Selam olsun Allah’ın izzetiyle cinlerin zelil olduğu Süleyman’a. Selam olsun Allah tarafından hastalığına şifa verilen Eyyüb’e. Selam olsun Allah’ın hakkında verdiği vaadi yerine getirip tamamlayan Yunus’a. Selam olsun ölümünden sonra Allah’ın dirilttiği Uzeyr’e. Selam olsun bela ve musibetine sabreden Zekeriya’ya. Selam olsun Allah’ın şehadetiyle yakınlaştırdığı Yahya’ya. Selam olsun Allah’ın ruhu ve kelimesi olan İsa’ya.
Selam olsun Allah’ın habibi, saf ve temizi Hz. Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’e. Selam olsun Hz. Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in kardeşliğine has kılınan Emir-el Muminin Ali ibni ebi Talib Aleyhisselam’a. Selam olsun Hz. Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in kızı Hz. Fatimet-uz Zehra Selamullahaleyha’ya. Selam olsun onun halifesi ve babasının razı olduğu Ebi Muhammed-il Hasan Aleyhisselam’ a. Selam olsun nefsini ve hayatını karşılıksız bağışlayan İmam Huseyn Aleyhisselam’a. Selam olsun gizlide ve açıkta Allah’a itaat eden kimseye. Selam olsun Allah’ın şifayı toprağında karar kıldığı kimseye. Selam olsun kubbesi altında duaların kabul edildiği kişiye. Selam olsun soyundan imamların geldiği kişiye. Selam olsun Hatem-il Enbiya Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in oğluna. Selam olsun vasilerin seyyidi ve ağasının oğluna. Selam olsun Hz. Fatimet-uz Zehra Selamullahaleyha’nın oğluna. Selam olsun Hz. Haticet-ul Kubra Selamullahaleyha’nın oğluna. Selam olsun Sidret-ul Munteha’nın oğluna. Selam olsun Cennet-ul Meva’nın oğluna. Selam olsun Zemzem ve Sefa’nın oğluna. Selam olsun kanına bürünmüşe. Selam olsun çadırlarına saygısızlık yapılmış kişiye. Selam olsun Kisa Ashabı’nın beşincisine.
Selam olsun tanınmamışlardan olana. Selam olsun şehitlerin şehidine. Selam olsun piçler tarafından katledilmiş olana. Selam olsun Kerbela’da sakin olana. Selam olsun gökteki meleklerin ağladığı kişiye. Selam olsun zurriyeti saf ve temiz kişiye. Selam olsun dinin sahibi ve koruyucusuna. Selam olsun burhan ve delillerin menziline. Selam olsun hâkim ve sahip olan imamlara. Selam olsun kana bulanmış sinelere. Selam olsun kuruyup da solmuş dudaklara. Selam olsun kökünden sökülmüş canlara. Selam olsun koparcasına alınmış ruhlara. Selam olsun arınmış ve kurtulmuş cesetlere. Selam olsun solmuş cisimlere. Selam olsun dökülüp de akan kanlara. Selam olsun kesilip ayrılmış uzuvlara. Selam olsun konuşan başlara. Selam olsun mücadele eden meşhur kadınlara. Selam olsun müminlerin Rabbi’nin huccetine. Selam olsun sana ve tahir olan babalarına ve şehit evlatlarına. Selam olsun sana, yardım ve nusret sahibi olan soyuna. Selam olsun sana ve senin için feryat edip ağlayan meleklere. Selam olsun zulme uğrayarak katledilmişe. Selam olsun kardeşi (İmam Hasan Aleyhisselam) zehirlenmiş olana. Selam olsun Hz. Ali Ekber’e. Selam olsun süt emen Esğere (Hz. Ali Esğer).
Selam olsun soyulup da talan edilmiş bedenlere. Selam olsun gurbet itretine.(Tanınmamış aileye). Selam olsun vatanlarından uzaklaşmış olanlara. Selam olsun kefensiz defn olanlara. Selam olsun bedenlerinden ayrılmış başlara. Selam olsun sabrı kendisine vacib eden kişiye. Selam olsun yardımcısı olmayan mazluma. Selam olsun saf ve temizleyici toprağın sakinine. Selam olsun yüce kubbenin sahibine. Selam olsun Celil’in (Allahın ismi) temiz ve tahir kıldığı kişiye. Selam olsun Cebrail’in şereflenip de öğündüğü kişiye. Selam olsun beşikteyken Mikail’in konuştuğu kişiye. Selam olsun zimmeti ve korunmuşluğu küstahlığa uğratılıp kırılan kişiye. Selam olsun hürmet ve saygınlığına edepsizlik yapılmış kişiye. Selam olsun zulümle kanı akıtılmış kişiye. Selam olsun yaralarının kanıyla gusul verilmiş kişiye. Selam olsun mızrak kâselerinin kanını yudumladığı kişiye. Selam olsun zulme uğrayışı mubah ve caiz sayılan kişiye. Selam olsun emrine itaatin kesildiği kişiye. Selam olsun halk tarafından faziletinin inkar edilip de defnedildiği kişiye. Selam olsun kalbinin ana damarı parçalanmış kişiye. Selam olsun yardımcısı olmaksızın himaye edene. Selam olsun saçlarına kına yakılmış olana (Kanla boyanmış). Selam olsun yüzünde toprağın şereflendiği kişiye. Selam olsun hürmeti kırılmış bedene. Selam olsun kılıcın dudaklarına dokunduğu kişiye. Selam olsun yükseltilmiş başa.
Selam olsun çöllerde yerlere düşürülmüş, elbiseleri parçalanmış, kurt sıfatlıların düşmanca saldırışına ve ısırışlarına uğramışlara, zararlı, yırtıcı ve vahşi hayvan sıfatlıların üzerlerinde gidip geldiği cisimlere selam olsun. Selam olsun sana ey benim Mevlam! Selam olsun kubbenin etrafında kanat çırpan meleklere. Selam olsun toprağının sınırlarında duran meleklere. Selam olsun bu mübarek yerde hizmet eden meleklere. Selam olsun ziyaretin için bu mekâna giren meleklere. Selam olsun sana, ben gerçekten de sana doğru gelmeyi kastettim ve senin yanında kurtuluşu umut ettim. Senin hürmet ve saygınlığını tanıyan, vilayetine karşı halis ve muhlis olan, senin muhabbetinle ve düşmanlarından beraat etmekle Allah’a yakınlaşan, senin musibetinle kalbi yaralanmış, senin zikrin olunduğun da gözyaşları dökülmüş, acı çekip de kederlenmiş, hüzünlenmiş, üzüntüden çılgına dönmüş, zelil ve biçare olmuş kişinin selamıyla selam olsun sana.
Eğer Taif’de (Kerbela’da) senin yanında olsaydı keskin kılıçlara karşı canıyla sana siper olurdu. Senin uğruna ölümün son nefeslerini verirdi. Senin huzurunda cihad eder, başkaldıranlara karşı sana yardım ederdi. Ruhunu, cesedini, malını ve evladını sana feda ederdi. Ruhu senin ruhuna fedadır. Ehli senin ehline koruyucudur. İşte o kişinin selamıyla selam olsun sana. Oysa dehr beni geriye attı. Senin takdir edilmiş yardımına koşmama engel oldu. (Allahu Teala zuhur ve ricatta İmam Huseyn Aleyhisselam’ın intikamını alma ve ona yardım etme fırsatını bütün müminlere vermeyi taktir etmiştir.) Bu yüzden seninle harb edenlerle savaşamadım. Huzurunda düşmanca dikilenlerin karşısına dikilemedim. Sana gelen musibetlerden ötürü kederlenip gam ve hüzne bürünmüşüm. Üzüntü ve özlemimden ötürü sabah akşam senin için yas tutup ağlarım. Gözlerimden yaşlar yerine kan akar. Öyle ki bu musibetin yakıcı ateşi ve bu üzüntünün boğazımda düğümlenişi beni ölüme götürür.Şehadet veriyorum sen namazı ikame ettin, zekâtı verdin. Marufu (bütün iyilikler) emredip münkeri (bütün kötülükler) ve düşmanlığı nehyettin. Allah’a iaat edip asla isyan etmedin. Allah’a ve O’nun ipine sarılıp O’nu razı ettin. O’ndan çekinip, hayâ edip O’nu gözettin. Kanunları koyup fitneyi söndürdün. İrşada davet edip doğruluk ve sağlamlık yollarını açıkladın. Allah yolunda hakkına layık cihad ettin. Allah’a itaat edip ceddin Hz. Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’e tabi oldun. Babanın sözünü işitip tuttun. Kardeşinin vasiyetine koşup onu yerine getirdin. Dinin direklerini sağlamlaştırıp, tuğyan ve isyanın önünü aldın. Tağutlara (Allah’ın emrine isyan edip uymayan herkes) büyük bir darbe vurdun. Ümmete nasihat ettin. Ölüm anında Allah’ı tenzih etin. Fasıklarla mücadele edip savaştın. Allah’ın huccetlerini kaim edip ayağa diktin. İslam ve Müslümanlar’a merhametliydin. Hakkın yardımcısıydın. Belalar anında sabırlıydın. Dini koruyup gözetirdin. Dinin memleketinden düşmanları kovup atardın. Hidayeti korur yardım ederdin. Adaleti açıp neşredip yayardın. Dine yardım eder, onu açıklayıp izhar ederdin. Kötü, boş ve saçma olan her şeye engel olur ve defederdin. Horlanıp da aşağılanmışın hakkını şereflenip de üste çıkandan alırdın. Hükümlerinde güçlü ve zayıf olana eşit davranırdın. Yetimlerin baharı ve halkın sığınağıydın.
İslam’ın izzeti, hükümlerin madenisin. Nimetin sebebisin. Ceddin ve babanın yolunu takip ettirensin. Vasiyet etmede aynı kardeşine benziyorsun. Ahdine vefa eden, mizacından razı olunan, lutfu ve keremi zahir olan, karanlıkları sabah eden, yolların hak ve doğru olanı, yaratıklara kerim olan, öncesi de sonrası da azamet sahibi, şerefli ve yüce soydan gelen (hem baba hem de anne tarafı), yüksek dereceler, sayısız faziletler, hamd edilip de övülmüş bir kişilik, çok ve karşılıksız ihsan sahibisin. Halimsin (sabrın en üst derecesi), reşitsin (hidayet sahibi), temsil edensin (Allah’ın temsilcisi), lutuf sahibi ve bağışlayansın, ilim ve kudret sahibisin. İmamsın ve şehitsin, Allah’ı çokça anıyorsun. Naibsin, habibsin ve heybetin sahibisin. Hz. Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in evladısın. Kuran’ın kaynağı ve dayanağısın. Ümmetin yardımcısı ve desteğisin. İtaat hususunda cihat ediyorsun. Misak ve ahidlerin koruyucususun. Fasıkların yolundan uzaksın. Bütün gücünle yardım ve lütufta bulunansın. Uzun rükûlar ve secdelerin sahibisin. Dünya’dan el etek çekip, göçüp giden zahidsin. Dünya’dan vahşet edenlerin gözüyle ona bakarsın. Dünya ile ilgili umut ve arzularını yasaklayıp alıkoymuşsun. Gönlünü Dünya ve ziynetlerinden ayırmışsın. Dünya’nın güzellik ve sevincine göz kapatmışsın. Ahirete olan rağbetin Maruf ve Meşhurdu.
Sonunda adaletsizlik ve sitem bütün gücünü ortaya serdi. Zulüm bütün silahlarıyla savaşa durdu. Sapıklar bütün tabilerini, dostlarını ve yardımcılarını çağırdı. Sense ceddinin hareminde oturmaktaydın. Zalimlere karşıydın. Evin ve mihrabın sakiniydin. Şehvet ve lezzetlerden uzaktın. Güç ve imkan dahilinde, kalbin ve dilinde bütün münkerleri (kötü ve çirkin işler) inkar edip karşı gelirdin. İlim onları inkâr etmeni gerektirdi. Ve facirlerle (pislik ve günahkârlar) cihat etmek zorunlu hale geldi. Evlatların, yakınların, şiaların ve seni sevenlerle birlikte yola koyuldun. Hakkı ve gerçekleri beyyine ve delillerle bütün çıplaklığıyla ortaya koydun. Hikmet ve güzel vaizle Allah’a davet ettin. Mabud’a itaat edilmesini, ceza hükümlerinin uygulanmasını emrettin. Çirkin ve pis işlerden, tuğyan ve isyandan nehyettin. Onlarsa zulüm ve düşmanlıkla karşına çıktılar. Nasihat edip huccet ve delilleri onlara tamamladıktan sonra onlarla cihad ettin. Onlar sana verdikleri ahdi ve ettikleri biati kırıp döndüler. Rabbin’i ve ceddini gazaba getirdiler. Ve seninle harbe tutuştular. Sense bütün saldırılar ve darbelere sarsılmadan karşı durdun. Facirlerin ordusunu ezip una çevirdin. Orduyu öylesine yarıp geçtin ki onları toza toprağa boğdun. Kuşandığın Zülfikar’la savaşıyordun sanki ihtiyar sahibi İmam Ali Aleyhisselam’dın İmam Ali Aleyhisselam. Onlar senin metanet, soğukkanlı ve korkusuzca savaştığını, asla dönüp kaçmayacağını görünce hile ve kurnazlıkla sana suikast tuzakları hazırladılar. Sonunda kurdukları entrika ve oyunlarla ve şirret düşüncelerle seni katlettiler. Lanetli, ordusuna suyu kesmelerini ve suyun gelişini engellemeyi emretti.
Ve seninle savaşa tutuştular. Seni atından indirmek için çok aceleciydiler, sana doğru oklar ve mızraklar attılar. Ellerini senin emrini kökten kurutmak için açtılar. Asla senin hakkına riayet etmediler. Senin hakkında, seni sevenleri katletme (ve sana ait olan şeyleri yağmalamada) hususunda düştükleri hiçbir günahı önemsemediler. Toz ve dumanlar arasında sen en öndeydin, bütün eziyetlere tahammül ediyordun. Göklerin melekleri senin sabrın hususunda hayrete düşmüşlerdi. Her taraftan seni kuşatmışlardı. Seni yaralayıp yorgun ve bitkin düşürmek istiyorlardı. Seninle çadırlar arasında engel olmuşlardı. Artık bir yardımcın kalmamıştı. Allah’ın rızasıyla sabredendin. Kadınlarını ve evlatlarını koruyordun. Sonunda seni atından düşürdüler ve sen yaralıydın. Yere inerken atlar etrafında dörtnala sağa sola koşmaktaydılar. Tağutlar keskin kılıçlarıyla sana saldırıyorlardı. Alnın ölümün süzülen teriyle ıslanmıştı. Sana yaklaşmaktan ürkercesine sağına ve soluna toplanıp sonra dağılmaktaydılar. Sense bakışlarını konakladığın yere ve orda bulunan ehlibeytine çevirmiştin. Evlatlarını ve ehlibeytini düşünmekle meşguldün. Atın ürkerek ve hızlıca çadırlara koşup gelmişti. Sessizce feryat edip ağlıyordu. Kadınlar, atını utanırcasına boynunu bükmüş ve üzerindeki eğeri yana düşmüş görünce, yüzleri sararıp da açılmış olarak, başlarına döverek, yanaklarını, yüzlerini yırtarak çadırlardan dışarıya çıkmışlardı. Yüksek sesle bağırıp feryat etmekteydiler. İzzetli yaşayıştan sonra eziyete düşmüşlerdi. Ve senin durduğun yere doğru koşmaktaydılar.
Şimr melunu etrafında dönmekte ve kılıcını sana yöneltmişti. O melun seninle sevenlerinin arasındaki bağı kesti. Hislerin sükunete, nefesinse gabya çekilmişti. Başın mızraktaydı. Ehlin köleler gibi esir edilmişti. Demirlere zincirlerle bağlanmıştı. Kambur ve eğersiz binekler üstündeydiler. Havanın kızgın sıcağı yüzlerini yalamaktaydı. Sahralarda ve çöllerde sürüklenmekteydiler. Elleri boyunlarına bağlanmıştı. Sokaklarda dolaştırılmaktaydılar. İsyancı fasıkların vay haline. Seni katletmekle İslam’ı katlettiler. Namazı ve orucu iptal edip hükmünü kaldırdılar. Sünnetleri ve ahkâmları bozup harap ettiler. İman esaslarını tahrip ettiler. Kuran’ın ayetlerini tahrif ettiler. Düşmanlık ve küstahlıkta hadlerini aştılar. Ve bu duyguyla dine hücum ettiler. Böylece sana edilen zulümle, Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem zulme uğramış oldu. Ve senin intikamını almak için bekleyişe koyuldu. Allah’ın kitabı terkedilmiş oldu. Sana kahrettiklerinde hakka ihanet ettiler de karşısına karanlığı diktiler. Senin gidişinle Allahu Ekber La İlahe İllallah, helal ve haram emirleri, nazil edilen kuran tevil ve manasıyla birlikte yok olup gitti. Senden sonra gayrileştirme ve değiştirmeler, ilhat ve dinden çıkıp ta sapmalar, din emirlerinin iptal edilişi, heva ve heveslere uyma, sapıklıklar, fitneler ve batıllar zahir olup ortaya çıktı. Senin şehadetinin habercisi ceddin Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in mubarek kabrinin yanına gelip durdu. Sağanak bir halde akan gözyaşlarıyla senin şehadetini O’na Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’e arz edip bildirdi. Şöyle arz ediyordu: Ey Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem! Oğlun ve yiğidin şehit edildi. Ehlin ve yakınlarının kanı döküldü.Zulüm ve hakareti onlara reva görüp mubah saydılar. Senden sonra zurriyetini ve soyunu esir ettiler. İtretin ve yakınların belalara düçar oldular. Hz. Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem ızdıraba düştü. Hüzünle dolmuş kalbi ağladı. Melekler ve peygamberler sana taziyede bulundular. Annen Hz. Zehra Selamullahaleyha senin için acı çekip kederlendi. Mukarreb melekler ordusu durmaksızın gidip gelmekte Baban Emir-el Muminin Aleyhisselam’a taziyede bulunuyorlardı. E’la İlliyyinde (yüce cennette) senin için matem tutuyordular. Huruleyn (cennetteki en üstün huriler) senin için feryat edip başlarına vuruyorlar ve yüzlerini yırtıyorlardı. Gökler ve onda sakin olanlar, cennetler ve içindekiler, bütün dağlar, tepeler ve etrafları, denizler ve içindeki hayvanlar, Mekke ve binası (Kabe) cennetler ve gençleri, Beyt ve Makam, Meşer ve Haram, İhram ve Hill (ihramdan çıkış) senin için ağladılar.
Ey Allah’ım! Bu yüce mekânın hürmeti hakkı için Hz. Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem ve Ali Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’e salat gönder. Beni Onlar’ın zümresinde ve yanında meşhur et ve Onlar’ın şefaatiyle beni cennetine dâhil et. Ey Allah’ım! Ey hesaba çekenlerin en hızlısı! Ey kerimlerin en kerimi! Ey hâkimlerin hâkimi, bütün âlemlerin resulu ve nebilerin hatemi Hz. Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’e, kardeşi ve amcasının oğlu Enze-ul Betin (ilim ve kudretin kaynağı) Alim-ul Mekin (ilmin kökü) Emir-ul Muminin Ali Aleyhisselam’a, alemlerin kadınlarının seyyidesi Hz. Fatime Selamullahaleyha’ya, Muttakilerin sığınağı tertemiz İmam Hasan Aleyhisselam’a, şehitlerin en kerimi İmam Eba Ebdillahil Huseyn Aleyhisselam’a, O’nun katledilmiş evlatlarına, zulme uğramış itretine, İmam Huseyn Aleyhisselam’ın oğlu İmam Ali Zeynelabidin Aleyhisselam’a, evvellerin kıblesi İmam Ali Aleyhisselam oğlu İmam Muhammed Aleyhisselam’a, sadıkların en sadığı İmam Muhammed Aleyhisselam oğlu İmam Cafer Aleyhisselam’a, bütün buhran ve delilleri zahir eden İmam Cafer Aleyhisselam oğlu İmam Musa Aleyhisselam’a, İmam Musa Aleyhisselam oğlu İmam Ali Aleyhisselam’a, İmam Ali Aleyhisselam oğlu İmam Muhammed Aleyhisselam’a, zahidlerin en zahidi İmam Muhammed Aleyhisselam oğlu İmam Ali Aleyhisselam’a, halifelerin varisi ve bütün yaratıkların hucceti İmam Ali Aleyhisselam oğlu İmam Hasan Aleyhisselam’a tevessül ediyorum ve onların hakkı için, Yasin ve Taha Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem ehli, sadıklar, ihsan ve iyiliğin sahipleri Hz. Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem ve Ehlibeyt Aleyhimusselam’a salat gönder. Kıyamet günü beni emniyette olanlardan, sukunete erenlerden, kurtulanlardan, ferahlığa kavuşup mutlu olanlardan ve müjde verilmişlerden karar kıl.
Ey Allah’ım! Beni Müslümanlar sayfasına yaz ve beni salihlere kavuştur. Ahirlerde (sonrakilerde) benim için sadık lisan karar kıl. Zalimlere karşı bana yardım et. Hasetçilerin tuzaklarından beni koru. Hilecilerin hilelerini benden uzaklaştır. Zalimlerin ellerini üzerimden çek. E’la İlliyyinde bereket ve meymenet sahipleriyle birlikte et. Nimet verdiğin nebilerle, sıddıklarla, şehitlerle, salihlerle beraber et. Rahmetinin hürmetine. Ey Erhemerrahimin!
Ey Allah’ım! Seni masum olan peygamberine yemin verdiriyorum.
Ziyareti Camiet-ul Kebire
Merhum Şeyh Saduk “MenLa Yehzuruhu-l Fakih ” adlı kitabında kendi senediyle Muhammed b. İsmail-i Bermeki’den Abdullah oğlu Musa en-Nahai’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: İmam Ali en Naki Aleyhisselam’ a “ Ey Resululullah Sallallahu aleyhi ve alihi’nin torunu! Sizden birinizi ziyaret ettiğimde okumam için açık ifadeli ve öz anlamlı bir ziyaret öğretin” diye arzettim. İmam Ali en-Naki Aleyhisselam şöyle buyurdu: Kapıya ulaştığında dur ve (ziyaret için) gusul yapmış bir halde şahadeteyni (kelime-i şehadeti) söyle, içeriye girip biraz ilerle, zirehi gördüğünde tekrar dur ve otuz defa “Allahu Ekber” de, sonra kısa adımlar atarak vakarlı bir halle biraz daha ilerle, sonra durup tekrar otuz defa “Allahu Ekber” de, sonra (biraz daha ilerle ve) zirehe yakın bir yerde durarak kırk defa daha “Allahu Ekber” de ve böylece yüz tekbiri tamamla ve sonra şöyle de:
Selam size ey nubuvvet evinin ehli ve risaletin mekanı ve konusu ve meleklerin gelip gitmekle mükellef oldukları yer ve haklarında ihtilafa düştükleri kimseler ve vahyin hubut ettiği (aşağı indiği) yer ve rahmetin madeni ve ilmin hazinedarları ve hilmin muntehası (sınırı) ve keremin (karşılıksız yüce bağış) usul ve kökleri ve ümmetlerin önderleri ve nimetlerin sahipleri ve velileri ve iyiliğin ve iyilerin unsuru (özü) seçkin ve hayırlı olanların dayanakları ve kulların mütevellileri ve edep öğreticileri ve yöneticileri ve şehirlerin sütunları ve direkleri ve iman kapıları ve Rahman’ın eminleri ve nebilerin sülalesi ve mürsellerin en hasları ve alemlerin Rabb’inin seçkin resulunun ailesi ve Allah’ın rahmeti ve bereketi. Selam size ey hidayet imamları ve zifiri karanlıkların misbahları ve meşaleleri ve takva sancakları ve bayrakları ve aklın ve zekânın sahipleri ve varlığın sığınağı ve nebilerin varisleri ve yüce ve ulu misal ve en güzel davet ve Allah’ın dünya ve ahiret ehline ve vilayete en yakın olanlara huccetleri ve Allah’ın rahmeti ve bereketi. Selam size ey Allah’ın tanındığı yerler ve Allah’ın bereketinin meskenleri ve Allah’ın hikmetinin madenleri ve Allah’ın sırrının koruyucuları ve Allah’ın kitabının taşıyıcıları ve Allah’ın nebisinin vasileri ve Allah’ın resulunun zürriyeti. Ey Allah’ım! Salat ve selam gönder O’na ve ehline ve Allah’ın rahmeti ve bereketi. Selam size ey Allah’a davet edenler ve Allah’ın rızasına götüren kanıtlar ve deliller ve Allah’ın emrinde istikrarlı ve sabit olanlar ve Allah’ın muhabbet ve sevgisinde tam ve kamil olanlar ve Allah’ın tevhidinde halis ve muhlis olanlar ve Allah’ın emrini ve nehyini izhar edenler ve O’nun emrine amel edenler ve sözle O’nun önüne geçmeyen kerim kullar ve Allah’ın rahmeti ve bereketi. Selam size ey davet edicilerin imamları ve hidayet edicilerin önderleri ve velilerin seyyidleri ve ağaçları ve himayet edenlerin koruyucuları ve zikrin ehli ve sahibi ve emrin sahibi ve Allah’ın baki kalanı ve Allah’ın has ve seçkin olanı ve Allah’ın hizbi ve tarafı ve Allah’ın ilminin heybesi ve Allah’ın hucceti ve sıratı ve yolu ve Allah’ın nuru ve burhan ve kanıtı ve Allah’ın rahmeti ve bereketi. Allah’ın kendi nefsine şehadet ettiği gibi ve meleklerinin ve yaratıkları içerisindeki ilim sahiplerinin O’ndan başka İlah olmadığına şehadet ettikleri gibi bende şehadet ederim. Allah’tan başka İlah yoktur ve Vahiddir, birdir, şeriki ve ortağı yoktur. O’ndan başka İlah yoktur ve Aziz ve Hekimdir. Ve şehadet ederim Hz. Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem O’nun razı olunmuş resulu ve has ve seçkin ve necib kuludur. O’nu hidayet ve hak dinle müşrikler istemese dahi bütün dinlere galip ve hakim kılmak için gönderdi. Ve şehadet ederim sizler irşad ve hidayet imamlarısınız masum ve kerimsiniz. Mukarreb (yakın olanlar) ve takva sahibi ve doğru ve sadık olan sizsiniz ve Allah’ın seçtikleri ve O’na itaat eden sizsiniz. O’nun emrini kaim edip ayakta tutan ve O’nun iradesiyle amel eden sizsiniz O’nun kerametiyle kurtuluş sahiplerisiniz. Sizi kendi ilminin sahipleri olarak karar kıldı ve kendi gaybı (yaratılmışlara örtülü olan) hususunda sizden razı oldu. Sizi sırrı için ihtiyar seçti (seçti). Kudretiyle sizi tercih etti. Hidayetiyle sizi Aziz ve İzzetli etti. Kendisine burhan ve delil olarak sadece sizi has kıldı ve nuru için sizleri seçti. Ve ruhuyla size yardım edip destekledi ve teyit etti. Ve yeryüzünde sizlerin halifeliğinize razı oldu ve sizleri varlığa huccet olarak karar kıldı. Ve siz dininin yardımcıları ve sırrının koruyucularısınız. Ve ilminin saklandığı ve korunduğu yer ve hikmetinin bırakıldığı yer ve vahyinin tercümeleri ve tevhidin kökleri ve temelleri ve yaratıklarının şahitleri ve kullarına öncülük edenler ve varlık memleketlerinin ve şehirlerinin nurlandığı ve ışığını aldığı yerler ve Allah’ın sıratı ve yolunun delilleri. Allah sizi bütün fitne ve yanlışlardan ve sürçmelerden korudu. Ve sizi bütün kir ve lekelerden temiz tuttu ve tertemiz karar kıldı. Siz O’nun Celal’ini azametle yâd ettiniz. Şanının büyüklüğünü andınız ve kereminin yüceliğini methettiniz. Zikrini daimi kıldınız ve O’nun misakını ve ahdini teyit edip onayladınız. O’nun itaatine bağlılığı emredip güçlendirdiniz ve O’nun için gizlide ve aşikârda nasihat ettiniz. Hikmet ve güzel vaazla O’nun yoluna davet ettiniz. O’nun razı olduğu yerlerde canınızı bağışladınız O’nun sevgisinde ve tarafında başınıza gelen musibetlere sabrettiniz. Namazı ikame ettiniz ve zekatı verdiniz. Marufa (vilayet yoluna) emredip, münkerden nehyettiniz. Tam olarak ve hakkına layık olarak Allah için cihad ettiniz. Öyle ki O’nun davetini aşikar ettiniz ve O’nun farzlarını beyan edip açıkladınız. Ve O’nun hududunu ve ceza hükümlerini mukarrer ve sabit kıldınız. Ve ahkâmını kanunlarını neşredip yaydınız ve ilahi sünneti kaim edip muhkemleştirdiniz. Bütün bunları O’nun rızasıyla yaptınız. O’nun kaza ve kaderine teslim oldunuz. O’nun geçmiş resullerini tasdik edip onayladınız. Sizin yolunuzdan sapan dinden dönmüş ve sapıtmıştır. Sizin emrinize boyun eğmek ve size ulaşmak vacip ve zorunludur. Sizin hakkınızda taksir edip kusur işleyenler mahvolmuş ve batıla düşmüştür. Şüphesiz hak sizinledir, sizdedir, sizdendir ve size doğrudur. Hakkın ehli ve sahibi sizsiniz ve siz hakkın madenisiniz. Nubuvvet mirası sizin yanınızdadır. Ve yaratılmışların dönüşü sizedir ve onları hesaba çekecek olan sizlersiniz. Hak ve batılı ayıran faslul hitap sizin yanınızdadır. Allah’ın ayetleri sizin nezdinizdedir. Ve O’nun kesin hükümleri sizdedir. O’nun nuru burhanı sizin indinizdedir ve O’nun emri sizinle beraberdir. Sizi mevlası olarak bilen gerçekten de Allah’ı mevlası olarak bilmiştir. Size düşmanlık eden gerçekten de Allah’a düşmanlık eder sizi seven Allah’ı sevmiş olur size buğz eden Allah’a buğz eder. Size tutunan Allah’a tutunmuştur. Sıratul egvem (doğru yol) sadece sizsiniz. Fena evinin (dünyanın) şahitleri sizsiniz. Beka yurdunun (ahiret gününün) şefaatçileri sizsiniz. Daimi olan kesintisiz rahmetsiniz. Ve gizli hazinede saklanmış ayetsiniz. Mahfuz edilip korunmuş emanetsiniz. İnsanların müptela edilip imtihana tutuldukları kapı sizsiniz. Size gelen kurtuluşa erer ve sizden yüz çeviren helak olur. Allah’a davet edip O’na delalet ediyorsunuz. O’na iman edip teslim olup ve O’nun emrine amel ediyorsunuz. O’nun yoluna irşad ve hidayet edip O’nun sözüyle hükmediyorsunuz. Sizi seven saadete ulaşır size düşmanlık eden helak olur. Sizi inkâr eden hüsrana uğrar ve umutsuzluğa düşer. Sizden ayrılan zelalete ve sapıklığa düşer. Ve size tutunan büyük kurtuluşa erer. Size sığınan emniyet ve güvendedir. Ve sizi tasdik edip kabullenen selamete ulaşmıştır. Sizin emrinize sarılanlar hidayet olmuştur. Size uyup tabi olanların makamı cennettedir. Ve size muhalif olup karşı gelenlerin yeri cehennemdir. Sizi inkâr eden kâfirdir. Sizinle harp edip savaşan müşriktir. Sizi reddeden cehennemin en aşağılık yerindedir. Şahadet ederim bu makam geçmişteki zamanlarda sizin için vardı ve geriye kalmış bütün zamanlarda da devam edecektir. Ve şahadet ederim ruhlarınız, nurunuz ve toprağınız vahittir ve birdir bazısı bazısından kokusunu ve temizliğini almıştır. Allahu Teala sizleri nurlar olarak yarattı ve sizi kendi Arş’ına hakim etti ve siz Arş’ı ihata edip kuşatmışsınız. Allahu Teala sizinle bize minnet bıraktı. Allahu Teala sizi öylesine evlere bıraktı ki o evlerde isminin zikredilip yüceltilmesine izin verdi. Sizin vilayetinizden bize mahsus kılınan nimet ve sizin için getirdiğimiz salavatlar bizim yaratılışımızın pak ve temiz ve doğumumuzun helalzade ve canlarımızın ve nefislerimizin tahir ve temiz ve bizim için tezkiye ve temizlenme ve günahlarımıza keffare olarak bize geri döner. Bizler Allah’ın katında sizin faziletinize itiraf edip teslim olanlar ve sizi tasdik edip kabul edenler olarak maruf olup tanınmışız. Allahu Teala sizi kerim olanların en şerefli mekanında ve mukarreblerin en yüce menzilinde ve mürsellerin (gönderilmişlerin) en üst derecesinde karar kılmıştır. Öyle ki bu makamlara hiçbir kimse ulaşamaz. En üst seviyeye çıkmış olanlar O’nun yanına yaklaşamaz ve en öne geçenler O’nun önüne geçemezler. Ve o makamı derk edip anlamayı en istekli ve hırslı kimseler dahi arzu edip isteyemez. Öyle ki mukarreb olan melek (en yakın melek) mürsel olan nebi, sıddık ve şehid, alim ve cahil , aşağılık kimse ve üstün ve faziletli olan, salih olan mümin ve kötü niyetli şerli facir, inatçı ve zorba olan cebbar ve ferman dinlemeyen serkeş şeytan ve varlık aleminde olan hiçbir mahluk bu makamı derk edip anlamayı arzu edip isteyemez. Allahu Teala sadece sizin emrinizin haşmetini ve yüceliğini ve sizi yad edip anmanın azametini ve şanınızın kibriya ve büyüklüğünü ve nurunuzun tam ve kamil olduğunu ve karargahlarınızın doğru ve güzel olduğunu ve makamınızın sabitliğini, menzilet ve makamınızın şerefini ve Allah’ın katındaki yüce yerinizi O’nun yanındaki izzet ve kerametinizi ve O’nun nezdindeki özelliğinizi ve O’na yakınlığınızı tanıtır. Babam, anam, yakınlarım, akrabalarım, malım ve ailem size feda olsun. Allah ve siz şahitsiniz gerçekten de ben size ve sizin iman ettiğinize iman etmişim. Sizin düşmanınızı ve sizin kafir bildiklerinizi bende kafir biliyorum. Sizin şanınızın yüceliğini ve sizin muhaliflerinizin sapık oluşunu bilirim ve bu hususta basiretliyim. Sizi seviyorum ve sizi sevenleri de seviyorum. Sizin düşmanlarınıza buğz ediyorum ve onlara düşmanım. Sizin barışık olduklarınızla ben de barışığım. Sizin harp ettiklerinizle harpteyim. Hak bildiğinizi hak bilirim. Batıl bildiğinizi batıl bilirim. Size itaat ederim ve sizin hakkınızı tanırım. Faziletinize ikrar ederim, sizin ilminize tahammül eder ve taşırım. Sizin vilayet ahdinizle zimmetlenmiş ve korunmaktayım. Size itiraf ediyorum, sizin dönüşünüze iman ederim, sizin ricatınızı ( Dünyaya yeniden dönüş) tasdik ederim. Emrinize hazır ve amade gözlerimi yola dikmiş devletinizin gününü beklemekteyim. Sizin sözünüzü alır ve sizin emrinize amel ederim. Size iltica etmişim ve sizin ziyaretçinizim. Kabirlerinize sığınmış korunmaktayım. Sizin şefaatinize muhtacım ve sizinle Allah’a yakınlaşmaktayım. Bütün işlerimde, hal ve durumlarımda sizi daima taleplerimden, ihtiyaçlarımdan ve irademden önde tutarım. Sırrınıza, açık ve aşikârınıza, şahidinize ve gaibinize, evvelinize ve sonuncunuza iman etmişim. Bütün işlerimi size tefviz edip havale etmişim. Ve bu hususta tamamen size teslim olmuşum. Kalbim size teslim ve görüş ve fikrim size tabidir. Allahu Teala dinini sizinle diriltip ihya edinceye ve sizi Allah’ın günlerine dönderinceye kadar nusret ve yardımım sizin için hazırdır.Böylece Allahu Teala adaletini sağlamak için sizi ortaya çıkartır ve yeryüzünün hâkimiyetini size verir. Ben daima sizinleydim ve sizinleyim ve sizinle olacağım. Sizin tarafınızdan başka hiçbir kimsenin yanında ve tarafında olmam. Size iman etmişim. Birincinizi sevdiğim kadar sonuncunuzu da aynı şekilde seviyorum. Sizin düşmanlarınızdan, cibt ve tağut olan birinciden ve ikinciden, şeytanlardan ve onların size karşı zalim olan hizb ve taraftarlarından, sizin hakkınızı inkâr edenlerden, sizin vilayetinize karşı gelip sapıtanlardan, sizin mirasınızı gasp edenlerden, sizde şüphe duyanlardan, sizin emir ve yolunuzdan inhirafa düşüp çıkanlardan, bütün yol gösterici olduğunu sananlardan, bütün dost diye bilinenlerden, bütün itaat edilip sözü dinlenenlerden ve bütün ateşe davet eden önderlerden beraat edip Allah’a sığınıyorum. Allahu Teala beni yaşadığım müddetçe, daimen sizin sevginiz, muhabbetiniz, emriniz ve dininiz üzere sabit kılsın ve size itaat edebilmem için beni muvaffak ve başarılı kılsın. Ve sizin şefaatinizi bana rızk olarak versin. Davet ettiğiniz her şeye itaat edip boyun eğen hayırlı sevenlerinizden etsin. Allahu Teala beni sizin eserlerinizin peşinde koşup takip eden, yolunuzu gidip kat eden, sizin hidayetinizle hidayet olan, sizin zümrenizde ve yanınızda haşr olunan, ricatınızda (Dünyaya kıyametten önceki dönüş) dönderilen, sizin devletinizde sahip çıkılan, sizin bağışladığınız ihsan ve sağlıkla şereflenen ve sizin günlerinizde kudret verilen ve yarınında sizleri görmekle gözleri aydınlananlardan etsin. Babam, anam, nefsim, canım, ailem, ehlim ve malım size feda olsun. Allah’ı irade eden ancak sizinle eder. Allah’ın tek ve biricik oluşu sizinle bilinir. Ve ancak sizin emrinizi kabul etmekle mümkün olur. Allah’ı kasteden size yönelir. Ey benim Mevlalarım ve sahiplerim! Sizin fazilet ve övgülerinizi sayabilmem mümkün değil. Sizin methinizin künhüne ve kadrinizin vasfına asla ulaşamam. Hayırlı olanların nuru, iyilerin hidayetçisi ve Cabbar’ın huccetleri sizsiniz. Allahu Teala bütün her şeyi sizinle başlattı ve sizinle sonlandırır. Sizinle yağmuru yağdırır, sizinle gökyüzünü ayakta tutar ve emrinin dışında yere çökmesini engeller. Bütün dert ve gamları, zorluklar ve musibetleri sizinle giderir.Resullerle ve meleklerle indirilenler sizin yanınızdadır. Ruh-ul Emin sizin hizmetiniz için gönderilmiştir. Allahu Teala size verdiğini âlemlerde hiçbir kimseye vermemiştir. Bütün şerefliler sizin şerefiniz önünde baş eğmiştir. Bütün mütekebbirler sizin itaatinize boyun eğmiştir. Bütün cabbar ve serkeşler sizin faziletiniz karşısında mahkum olmuşlardır. Her şey sizin için zelil ve hakir olmuştur. Yeryüzü sizin nurunuzla aydınlanmıştır. Kurtuluşa erenler sizin vilayetinizle kurtulmuşlardır. Ancak sizinle Rızvan’a (en yüce cennet) ulaşılır. Sizin vilayetinizi inkâr edene Rahman’ın gazabı vardır. Babam, anam, canım, nefsim, ailem ve malım size feda olsun. Zikriniz zikir edenlerde, isimleriniz isimlerde, cesetleriniz cesetlerde, ruhlarınız ruhlarda, nefsleriniz nefslerde, eserleriniz eserlerde, ve kabirleriniz kabirlerdedir. İsimleriniz en tatlı ve şirin, nefsleriniz en kerim, şanınız en yüce ve azimdir. Sizi düşünüp hatırlamak en ulu ve en önemli şeydir. Ahdiniz en vefalı, söz ve vaadiniz en sadık ve doğrudur. Kelamınız nur ve emriniz irşad ve hidayettir. Vasiyetiniz takva, iş ve fiiliniz hayırdır. Adetiniz iyilik ve ihsan, yönteminiz cömertlik ve kerim, şanınız hak, doğruluk ve şefkattir. Sözünüz kaçınılmaz hükümdür. Görüşünüz ilim, halim, selim ve kesin kararlılıktır. Eğer hayırdan zikrolunsa onun evveli ve öncesi, aslı, dalı budağı, madeni ve yeri, intiha ve sonu sizsiniz. Babam, anam, nefsim, canım size feda olsun. Methiniz ve övgünüzün nedenli hoş olduğunu nasıl vasfedeyim. İhsan ve bağışınızın güzelliğini nasıl sayayım.Allahu Teala sizin sayenizde bizi zilletten çıkardı. Bütün gam ve kederleri bizden uzaklaştırdı. Bizleri ateşten ve helaket çukurlarından çekip aldı. Babam, anam ve canım size feda olsun. Allahu Teala sizin sevginizle dinimizin bütün mearif ve bilgilerini bize öğretti. Fesada bulanmış ve batmış dünyamızı ıslah etti. Ancak sizin sevginizle kelime tamamlanır, nimet azamet ve büyüklük kazanır. Ayrılıklar ve farklılıklar uzlaşıp birleşir. Farz olan itaat ve ibadetler ancak sizin sevginizle kabul olur. Vacip olan mevedde ve sevgi sizindir. Refi ve üstün dereceler mahmud olan övülmüş makam Allah Azze ve Celle katında malum olan mekan, azim ve yüce olan mevki, büyük olan şan kabul olunmuş şefaat size aittir.Ey Rabbimiz! Nazil ettiğin şeye iman ettik ve Resul Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’e tabi olup takip ettik. Öyleyse bizi de şahitlerle birlikte yaz. Rabbimiz bizi hidayet ettikten sonra kalplerimizin sapmasına engel ol, katından bizlere rahmet bağışla, gerçekten de sen minnetsiz ve karşılıksız bağışlayansın. Ey Rabbimiz! Münezzeh ve Subhansın. Senin vaat ettiğin şey şüphesiz ve muhakkak olarak gerçekleşir. Ey Allah’ın velisi ve velileri! Allah ile benim aramda günahlar vardır sizin rızayetinizden başka hiçbir şey o günahları silemez. Sizi kendi sırrına emin kılan, yarattıklarının emrini size veren, kendisi ve sizin itaatinizi bir kılan Allahu Teala’nın hakkı için günahlarımın bağışlanmasını irade edip şefaatçilerim olun ve ben gerçektende size karşı itaatkârım. Size itaat eden, Allah’a itaat etmiştir. Size isyan eden, Allah’a isyan etmiştir. Sizi seven, Allah’ı sevmiştir. Size buğzeden, Allah’a buğz etmiştir. Ey Allah’ım! Eğer sana Hz. Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’den iyilerin ve hayırlıların imamları olan Ehli Beyt Aleyhimusselam’daha yakın şefaatçiler bulabilseydim, katında şefaatçilerim olmalarını dilerdim. Ey Allah’ım! Kendin için tanınmalarını mahluka vacip ettiklerinin hakkı için istiyorum. Beni Onlar’ı ve Onlar’ın hakkını tanıyan ariflerden et. Onlar’ın şefaatiyle rahmedilenlerden karar kıl. Şüphesiz sen rahmedenlerin en rahmedenisin. Çokça salât ve selam et Hz. Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem ve O’nun tahir olan Ehli Beyt’ine ( Aleyhimusselam). Allah bize yeter ve nede güzel vekildir O. Merhum Şeyh Saduk “Men
KUREYŞ'İN İKİ PUTU
Hz. Ali Aleyhisselam kunutta sürekli olarak bu duayı okur ve şöyle buyururdu; Her kim kunutta sürekli olarak bu duayı okursa peygamberlerle birlikte Bedir, Uhut ve Huneyn‘de binlerce ok atmış gibidir.Allahumme salli ela Muhammed ve Al-i Muhammed ve eccil ferecehum vel en eda ehum.
Allah’ım! Kureyş’in iki putuna lanet et ve iki cibtine ve o iki tağutuna ve o iki yalancısına ve iftiracısına ve o ikisinin iki kızına da. O ikisi senin emrine karşı çıktılar, vahyini inkâr ettiler, nimetlerine karşı çıkıp inkar ettiler ve resulüne isyan ettiler. Dinini değiştirdiler, kitabını tahrif ettiler, hükümleri tatil ettiler, farzları iptal ettiler, ayetlerinde zındık oldular. Senin velilerine düşman oldular, düşmanlarına ise dost oldular, şehirlerini harap ettiler, kullarını fesada ittiler. Allah’ım! O ikisine lanet et, onlara tabi olanlara da, onların dostlarına ve taraftarlarına ve o ikisini sevenlere de. Nübüvvet evini harap ettiler, kapısını kırdılar, çatısını çökerttiler, üstünü altına getirdiler, içini dışına getirdiler. Evin halkına hakaret edip saldırdılar. O ev halkının yardımcılarını sürdüler, evdeki çocukları öldürdüler, minberdeki vasiyi ve ilminin varisini oradan indirdiler, imametine karşı çıkıp inkar ettiler ve o ikisi Rablerine şirk koştular. Allah’ım! Onların günahlarını çoğaltıp büyült, onları sonsuza dek sager cehennemine at, bilir misin nedir sager?
Ne öldürüp yok eder, ne de diri tutar.
Allah’ım! onlara işledikleri münkerler kadar lanet et.
Ve Gizledikleri hak kadar. Yükselttikleri minberler kadar.
Düşman oldukları müminler kadar. Dost edindikleri münafıklar kadar.
Eziyet ettikleri veliler kadar. Sürgünden getirttikleri kovulmuşlar kadar.
Dışladıkları sadıklar kadar. Yardım ettikleri kâfirler kadar.
Kahrettikleri imam kadar. Değiştirdikleri farzlar kadar. İnkâr ettikleri eserler kadar.
Geriye bıraktıkları şer izleri kadar. Döktükleri kanlar kadar.
Değiştirdikleri haberler ve hükümler kadar. Bidat koydukları küfürler kadar.
Gizlemeye çalıştıkları yalanları kadar. Gasp ettikleri miraslar kadar.
Çaldıkları ganimetler kadar. Yedikleri haramlar kadar.
Helal saydıkları humslar kadar. Temelini attıkları batıllar kadar.
Yaydıkları adaletsizlik ve zulüm kadar. Gizledikleri vaatler kadar.
Yerine getirmedikleri ahitler kadar. Helal ettikleri haramlar kadar.
Haram ettikleri helaller kadar. Gizledikleri nifaklar kadar.
Yaydıkları zulümler kadar. Gizledikleri hıyanet ve vefasızlıkları kadar.
Yardıkları karınlar kadar. Kırdıkları kaburgalar kadar.
Düşürdükleri çocuklar kadar. Sıkıştırdıkları bedenler kadar, vurdukları tokatlar kadar, hürmetsizlik ettikleri hicaplar kadar. Dağıttıkları ve zulmettikleri toplumlar kadar, söndürdükleri ocaklar kadar. Alçalttıkları yüce insanlar kadar.
Yücelttikleri alçaklar kadar. Engelledikleri haklar kadar.
Karşı çıktıkları İmam kadar. Allah’ım! O ikisine lanet et.
Tahrif ettikleri ayetler sayısınca. Terk ettikleri farzlar kadar.
Değiştirdikleri sünnetler kadar. Tatil ettikleri hükümler kadar.
Men ettikleri kanunlar kadar. Bozdukları dostluklar ve akrabalıklar kadar.
Gizledikleri şahadetler kadar. Zayi ettikleri vasiyetler kadar.
Bozdukları yeminler kadar. Batıl ettikleri davalar kadar.
İnkar ettikleri açık deliller kadar. Yaptıkları ve yaptırdıkları hileler kadar.
Ettikleri hıyanetler kadar. Akabe’de ki gibi düzenledikleri suikastlar kadar.
Akabe’de ki yuvarladıkları taşlar kadar. Yaptıkları sahtekarlıkları kadar.
Hıyanet ettikleri emanetler kadar. Allah’ım! Bu ikisine gizlide de, açıkta da lanet et.
Sonsuza kadar, çokça, daima, her zaman, sürekli lanet et. Öyle ki sonu asla gelmesin, sayısı da asla bitmesin. Başlayan ve sonu gelmeyen lanetler gönder.
Allah’ım! Onlara da lanet et ve yardımcılarına ve onları sevenlere ve dost edinenlere, onlara teslim olanlara ve onlara meyledenlere, onların lehinde delil getirmeye çalışanlara, onların sözlerine iktida edenlere ve onların ahkâmını tastikleyip onaylayanlara da lanet et.
Sonra dört kez şöyle de;
Allah’ım! Onlara öyle bir azap gönder ki, bütün cehennem ehli o azaptan amanda olmayı dilesin. Kabul et ey Alemlerin Rabbi!
Kaynak: Misbahi Kefemi
2 yorum:
Allahümme salli ala muhammedin ve ali muhammed
Allahümme salli ala muhammedin ve ali muhammed
Yorum Gönder